Borsa İstanbul'da yabancı payı tarihin en düşük seviyesinde
Yabancı yatırımcıların Borsa İstanbul’daki payı yüzde 41,99 ile tarihi en düşük seviyesine geriledi. Son 4 haftadır çok küçük miktarlarda da olsa hisse senedi piyasasında net alıcı olan yabancının gidişatı etkileyebilecek alımları için para politikası ve risk primi önem taşıyor.
Borsa İstanbul’da yabancı yatırımcıların payı son 52 haftada yüzde 21,5 geriledi ve yüzde 41,99 ile tarihi en düşük seviyesine indi. Pandemi öncesinde 23 Ocak 2020’deki son yılların en yüksek seviyesinden bugüne ise kayıp yüzde 36,2. Yabancıların son 52 haftadaki net çıkışı ise 2 milyar 893 milyon dolar oldu.
Merkez Bankası verileri son dört haftadır yabancı yatırımcıların çok ufak miktarlarda da olsa hisse senedi piyasasında net alıcı olduğunu ortaya koyuyor. Ancak henüz gidişatı etkileyecek oranda girişler yaşanmıyor. Analistler, para politikasındaki seyir, risk priminde olası gerileme, aşılama hızının artışı ve ekonomideki canlanmayla bağlantılı olarak gelişen ülkelere yönelebilecek muhtemel para akışından Türkiye’nin de yararlanma ihtimali olduğuna dikkat çekiyor.
Merkez Bankası haftalık menkul kıymet istatistikleri yabancı yatırımcıların 23 Nisan haftasından bu yana hisse senedinde net alıcı olduğunu gösteriyor. 23 Nisan’da 104 milyon dolar, 30 Nisan haftasında 31.5 milyon dolar, 7 Mayıs haftasında 87.7 milyon dolar, 14 Mayıs haftasında ise 51.7 milyon dolar olmak üzere son 4 haftadaki net alım 275 milyon dolar oldu. Ancak bu çok küçük seviyelerdeki alım son 1.5 yıldır süren çıkış eğilimi göz önüne alındığında oldukça sınırlı kaldı.
Kapanışa doğru borsada sert satış
Yarın Merkez Bankası 21 Mayıs haftasında yabancı yatırımcının yöneliminin görüleceği menkul kıymet istatistiklerini açıklayacak. Net alımın devam etmesi piyasanın dipten dönüş sinyali alması için önem taşıyor. Borsa İstanbul BİST100 endeksinin ve önemli hisselerin oldukça ucuz durumda bulunması da alım için uygun ortam yaratıyor. Analistler hem küresel ölçekte enflasyon tartışmalarıyla yaşanan sürecin gelişen piyasalar ve Türkiye’ye etkisi hem de iç dalgalanmalara bağlı istikrarsızlıkların yabancının tavrının pozitife dönmesini zorlaştırdığına dikkat çekiyor. Dolar/TL’deki 8.40 seviyeleri de BIST100 endeksinde yükselişi sınırlıyor. Türkiye’nin 5 yıllık iflas risk primi CDS’ler de uzun süredir 400 seviyesinin üzerinde seyretmeye devam ediyor. Bu da yabancının tavrını belirleyen faktörler arasında yer alıyor.
Dünya borsaları ise teknoloji hisselerinde dipten gelen alımlarla yükseliş seyrinde ve küresel piyasalarda genele yayılan bir alış dalgası görülüyor. Borsa İstanbul’da dün yabancının da büyük oranda tercih ettiği bankacılık endeksindeki yükseliş dikkat çekici oldu. En yüksek hacimle Garanti Bankası başı çekerken kamu bankalarında da alım yönlü hareketler yaşandı. Analistler 19 Mart öncesine dönülebilmesi için BİST100 için 1465 seviyesini önemsiyor ve bu seviye üzerindeki kapanışların yeni bir yükseliş dalgasının sinyali olabileceğine dikkat çekiyor.
Hacimde artışı görebiliriz
Alnus Yatırım Araştırma Müdürü Yunus Kaya da sabah bülteninde şubat sonlarında 40 milyar TL civarında dolanan BİST100 işlem hacminin sürekli düşme trendiyken nisan sonunda 12 milyar TL'ye kadar gerilediğine işaret ederek “Son iki gündür toparlanma var gibi ki işlem hacmi 17 milyar TL ortalama oldu. Yabancıların son iki haftadır net alımda olduğunu gördüğümüzden belki önümüzdeki günlerde hacimde artış görebiliriz” dedi.
Yerli aksiyonu şekillendirecek
Albaraka Türk Baş Ekonomisti Ömer Emeç, son birkaç haftaki verilere bakıldığında yabancının çıkışının durduğunu, çok ufak miktarlı girişlerin olduğunu dile getirdi. Emeç, şöyle konuştu: “Bu girişler borsanın genel gidişatını etkileyecek kadar büyük olmadığından, yakın vadede hala yerli aksiyonu tarafından şekillendirilen bir borsa izleyeceğimiz görüşümüzü koruyoruz. Bunun ardından ise küresel enflasyon korkusunun en yoğun hissedildiği ve halihazırda içinde bulunduğumuz birkaç aylık periyotun atlatılması ve küresel enflasyonu yıllık bazda aşağıya çekecek baz etkilerinin devreye girmesi, ayrıca küresel ekonomideki performansın ilk çeyrekte maliye politikası adımları hızlıca bir büyüme gösteren ABD’ye yetişmesi ile birlikte bizim de aralarında bulunduğumuz gelişmekte olan ülkelere hisse senetleri bağlamında olan talebin artabileceğini öngörüyoruz. Bu talebin ne kadarının bizim borsamıza yansıyacağını ise başta para politikası olmak üzere, aşılama performansı doğrultusunda turizm sektöründe izlenecek gidişat ve genel olarak ülke risk priminin gidişatı belirleyecektir.”
Kaynak: Dünya / Şebnem Turhan