FED, işsizlik oranın artması ihtimalinden endişeli
2023 Ocak ayından bu yana 1,6 artan işsizlik oranı FED için faiz indirme kararını net bir tutuma ulaştırdı
ABD Merkez Bankası (Fed) yetkilileri, Jackson Hole'deki ekonomi sempozyumunda, ABD işsizlik oranındaki mevcut düşük seviyelerin uzun vadeli ekonomik eğilimlerle nasıl bir ilişki içinde olduğunu tartışacaklar. Tarihi verilere göre, işsizlik oranı 1940'lardan bu yana genellikle %5,7'lik uzun vadeli ortalamanın altında kalmış olsa da, bu oran yükseldiğinde hızla artış gösterebiliyor. Bu durum, Fed yetkilileri için endişe verici bir mesele haline gelmiş durumda.
İşsizlik oranının düşük kalması, ekonominin güçlü olduğu ve iş gücü piyasasının sağlıklı olduğu anlamına gelebilir. Ancak bu düşük seviyeler, geçmişte olduğu gibi işsizlik oranının ani bir şekilde yükselme riskini de beraberinde getirebiliyor. Fed yetkilileri, bu olasılığın tekrarlanma ihtimaline karşı hazırlıklı olmak ve ekonomiyi dengelemek için stratejiler geliştirmek zorundalar. Bu bağlamda, işsizlik oranındaki değişimlerin ekonomik büyüme ve fiyat istikrarı üzerindeki potansiyel etkilerini dikkatle değerlendirmeleri bekleniyor.
ABD'de iş arayan kişi sayısı 1,2 milyon arttı
ABD'deki işsizlik oranının Ocak 2023'te %3,7'den Temmuz 2024'te %4,3'e çıkması ve iş arayan kişi sayısının 1,2 milyon artması, ekonomik durumun karmaşıklığını gözler önüne seriyor. İş arayan kişi sayısındaki artış genellikle ekonomik iyileşme ve iş gücü piyasasının genişlemesi olarak değerlendirilebilir. Bu durum, insanların iş bulma umuduyla piyasaya katıldıklarını ve ekonomik fırsatları değerlendirmeye çalıştıklarını gösterir.
Ancak, iş arayan kişi sayısındaki bu artış işsizlik oranının yükselmesine de neden olabilir. Bunun nedeni, daha fazla kişinin iş aramaya başlamasıyla birlikte, işsizlik oranının hesaplanmasında kullanılan "iş gücü"nün genişlemesidir. Yani, işsiz ve aktif olarak iş arayan bireylerin sayısı artarsa, işsizlik oranı da yükselebilir, hatta iş gücüne katılım oranı artmış olsa bile.
Bu durum, birkaç farklı ekonomik sinyali ifade edebilir:
Ekonomik Kırılganlık: İş arayanların artması, bazı sektörlerde iş bulma zorluğunun veya ekonomik belirsizliklerin arttığını gösterebilir.
Ekonomik İyileşme: İş arayan kişi sayısındaki artış, iş gücü piyasasındaki genel iyileşmenin bir işareti olabilir, özellikle de iş gücü piyasası daha geniş bir şekilde büyüyorsa.
Fed yetkilileri bu verileri değerlendirirken, işsizlik oranındaki artışın nedenlerini ve ekonomik etkilerini anlamak için dikkatli bir analiz yapacaklardır. Ayrıca, iş gücü piyasasındaki bu değişikliklerin enflasyon, ekonomik büyüme ve diğer makroekonomik göstergeler üzerindeki etkilerini de göz önünde bulunduracaklardır.
FED faiz indirmeye hazır
Fed yetkililerinin son günlerde faiz indirimine yönelik sinyaller vermesi, ekonomik koşullarda bir değişim yaşanabileceğini ve merkez bankasının bu değişikliklere uyum sağlamak üzere hareket ettiğini gösteriyor. Bir yılı aşkın süredir politika faizini %5,25 ile %5,50 aralığında tutan Fed, iş gücü piyasasında muhtemel bir zayıflama ve diğer ekonomik göstergeler ışığında faiz indirimine gitme konusunda daha net bir tutum sergilemeye başladı.
Faiz oranlarının önümüzdeki ay 25 baz puan düşürülmesi bekleniyor. Bu, ekonomi üzerinde sıkılaştırıcı etkilerin azaltılması ve büyümenin desteklenmesi amacını taşıyor olabilir. Ayrıca, bu faiz indiriminin iş gücü piyasasındaki zayıflamanın bir sonucu olarak değerlendirilebileceği ve işsizlik oranındaki artışın bu kararda rol oynamış olabileceği düşünülüyor.
Fed'in yılın geri kalanında ve 2025'in başında faiz oranları ile ekonomi hakkında güncellenmiş öngörüler sunması, yatırımcılar ve piyasa analistleri için önemli bir bilgi sağlayacak. Bu öngörüler, faiz politikalarının gelecekteki yönü hakkında ipuçları verecek ve ekonomik büyüme, enflasyon ve iş gücü piyasası gibi faktörlerin nasıl gelişeceği konusunda bilgi sağlayacaktır.
Faiz indirimleri genellikle ekonomik büyümeyi teşvik etmek ve finansal piyasalarda likiditeyi artırmak amacıyla yapılır. Ancak, bu hareketlerin olası etkileri dikkatle değerlendirilmelidir, çünkü faiz oranlarındaki değişiklikler hem ekonomik büyümeyi hem de enflasyon gibi diğer ekonomik göstergeleri etkileyebilir. Fed'in alacağı kararlar ve sunacağı güncellenmiş öngörüler, piyasa beklentilerini şekillendirecek ve ekonomik politikaların yönünü belirleyecektir.
Fed Başkanı Jerome Powell'ın Jackson Hole sempozyumunda yapacağı konuşma, merkez bankasının faiz politikaları ve ekonomik stratejileri hakkında önemli ipuçları verecek. Son 40 yılın en yüksek enflasyonunu kontrol altına aldıktan sonra, Fed'in borçlanma koşullarını gevşetme yönündeki yaklaşımının netleşmesi bekleniyor.
Powell’ın konuşmasında, enflasyonun dizginlenmesi sürecinde "yumuşak iniş" hedefinin nasıl gerçekleştirileceğine dair net bir strateji ve beklenti sunması öngörülüyor. "Yumuşak iniş", ekonominin büyüme ve işsizlik üzerindeki olumsuz etkileri minimize ederek enflasyonu kontrol altına almayı ifade eder. Bu bağlamda, faiz oranlarındaki olası indirimler, ekonominin yumuşak bir şekilde soğumasını ve işsizlik oranında keskin bir artış yaşanmadan enflasyonun yavaşlamasını sağlamayı amaçlıyor.
Geçmiş parasal sıkılaştırma döngülerinde, işsizlik oranı yükselmeye başladığında bu artışın genellikle devam ettiği gözlemlenmiştir. Bu nedenle, Fed yetkilileri, iş gücü piyasasında ciddi bir bozulma olmadan enflasyonun kontrol altına alınmasını ve ekonomik istikrarın korunmasını umuyorlar.
Powell'ın konuşmasında, bu hedeflere ulaşmak için faiz oranları ve diğer para politikası araçlarının nasıl kullanılacağı, ayrıca enflasyon ve işsizlik gibi makroekonomik göstergelerin gelecekteki seyrine dair güncellenmiş öngörüler sunulacak. Bu, piyasa katılımcıları ve ekonomi analistleri için Fed’in gelecekteki ekonomik politikalarını ve stratejilerini anlamak açısından kritik bir fırsat sağlayacak.
Sonuç olarak, Powell’ın açıklamaları, Fed’in enflasyonla mücadele ve ekonomik istikrar sağlama hedefleri arasındaki dengeyi nasıl kuracağını ve faiz politikalarında ne tür değişiklikler öngördüğünü gösterecektir. Bu da piyasaların ve ekonominin gelecekteki yönelimi üzerinde önemli etkiler yaratabilir.
Kaynak : Reuers , Cnbc-E