BİM dünyanın en büyükleri arasında!

Dünyanın en büyük 250 perakende şirketinin gelirleri 4,5 trilyon dolara ulaşırken, listenin tek Türk temsilcisi yine BİM oldu. Giderek dijitalleşen tüketicilerle perakendecilerin sundukları dijital deneyimler arasında bir fark oluştuğu belirtilen raporda, bu farkın yarattığı fırsatlardan doğru yararlanıldığı takdirde perakendeciler için önemli büyüme fırsatları ortaya çıkacağı belirtiliyor.

Denetim, vergi, yönetim danışmanlığı, kurumsal risk ve finansal danışmanlık hizmetlerinde dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan Deloitte, Perakendenin Küresel Güçleri 2016 raporunu yayınladı. Rapora göre  2014 mali yılında, ilk 250 küresel perakendecinin toplam gelirleri 4,5 trilyon dolar seviyesine ulaştı ve 2013 yılında kaydedilen yüzde 4,1’lik büyümenin ardından, 2014 yılında da yüzde 4,3’lük bir büyüme ile sektör gelirlerinin artışındaki istikrar korunmuş oldu. 2011 yılında gelirlerinde düşüş yaşamış olan perakende sektörü için bu gidişat olumlu bir işaret olsa da, bölgeler bazında bakıldığında resmin çok homojen olmadığı ortaya çıkıyor. Kuzey Amerika ve Afrika/Ortadoğu’daki perakendeciler gelir artışı yaşarken  Asya 

Pasifik, Avrupa ve Latin Amerika’daki perakendeciler ise gelirlerde aşağı yönlü bir seyir yaşıyor.

BÜYÜKLER LİGİNDE TÜRKİYE’Yİ YİNE BİM TEMSİL EDİYOR

BİM Birleşik Mağazalar A.Ş. geçtiğimiz sene 6,2 milyar dolar olan gelirini bu sene 6,6 milyar dolara yükselterek, 2009-2014 arası % 22,1 büyüme elde etmiş oldu. Bununla birlikte, bu sene geçen seneye göre küresel en büyük perakendeciler listesinde iki sıra gerileyerek 153’üncü sırada yerini aldı. En hızlı büyüyen 50 perakendeci arasında ise 21. oldu.

DİJİTAL TEKNOLOJİLERİN ETKİSİ

Perakendenin Küresel Güçleri 2016 raporu, mağaza içi alışverişte teknolojinin etkisine ışık tutarak, tüketicilerin dijital kullanımlarının giderek arttığına dikkat çekiyor. Deloitte Türkiye Tüketim ve Endüstriyel Ürünler Lideri Özgür Yalta konuyla ilgili şu açıklamada bulundu: “Tüketicilerin dijital teknolojilerin kullanımı konusundaki davranış ve beklentileri, perakendecilerin bu beklentilere cevap verme hızından daha hızlı evriliyor. Bu da perakendecilerin tüketicilere sundukları dijital deneyimlerle tüketicilerin beklentileri arasında bir fark oluşmasına yol açıyor. Perakendeciler tarafından dikkat edilmesi gereken üç trend ortaya çıkıyor:

Dijitale dönüşüme giden tek bir doğru yol bulunmuyor: Global olarak tüm pazarlar dijital teknolojileri geniş kapsamlı bir şekilde benimseme yoluna giderken, bazı pazarlar farklı yollardan ilerliyor. 

Örneğin, bazı gelişmekte olan piyasalar, gelişmiş pazarların dijitale geçişte kat ettiği bazı safhaları tamamen atlayarak ilerleyebiliyor.

Tüm tüketicilere tek bir dijital yaklaşımla davranmak işe yaramıyor: Dijital davranışlar yaş ve gelir gibi demografik etkenler ile talep edilen ürününün türüne göre farklılık gösteriyor.

Tüketiciler daha iyi dijital araçlar talep ediyor: Dijital araçlar ve kanallar birçok perakendeciye daha geniş erişim kabiliyeti ve gelirlerini artırma imkânı sunsa da, tüketiciler pek çok perakendecinin kendilerine sundukları dijital değer önerilerinin yetersiz olduğunu düşünüyor ve mevcut hali ile bu değer önerilerinden memnun kalmıyor.”

Özgür Yalta, aynı zamanda, perakendecilerin sunduğu deneyim ile tüketicilerin dijital beklentileri arasında oluşan bu farkın doğurduğu fırsatlardan doğru yararlanan perakendecilerin önemli büyüme fırsatları yaratabileceğinin altını çizdi.