NURETTİN ÇEVİK FORBES'E HEDEFİNİ ANLATTI
Eski borsacı şimdilerin ise sanayicisi  Nurettin Çevik Forbes Türkiye Dergisi'ne Altınyağ ve Artı Yatırım Holding'deki hedeflerini anlattı. İşte Merve Gün Karakaya imzasıyla o ropörtajın tam metni:
Abone olArtı Yatırım Holding (AYH) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet
Nurettin Çevik (41) 11 yıl borsa ekranı takip ederek para kazanmış
bir işadamı.
Eğer arkadaşı Ercan Canmutlu iki yıl önce bitkisel yağ markası
Altınyağ’ın İranlı bir şirkete satışına aracılık etmesini
istemeseydi sadece borsacı olarak yoluna devam edebilirdi. Ama
bugün Altınyağ’ın patronu ve aynı zamanda bir sanayici... Çevik
satışa aracılık etmek için Altınyağ’ı detaylı olarak incelemiş
İranlı yatırımcı almaktan vazgeçtiğinde ise şirkete kendisi talip
olmuş.
Altınyağ ile tanışması Nurettin Çevik için bir dönüm noktası. 2011
Eylül’de gerçekleşen bu işlem, Çevik’in sanayi alanındaki ilk
yatırımı. Artı holding içinse yeniden yapılanmanın başladığı tarih.
Çevik 2012 sonuna kadar 30 milyon liralık borcunu ödedi. 2012’nin
son çevreğinde ise halihazırda yüzde 99 oranında halka açık Artı
Yatarım Holding’in yine yüzde 64.43’ü halka açık oranıyla BİST’de
işlem gören Altınyağ’daki imtiyazlı payını satın aldı. Ardından
Holding’in iştiraklerinden Endeks Invest, Endeks Gayrimenkul ve AYH
Gayrimenkul’ün çoğunluk hisselerini alarak hakim ortak konumuna
geldi.
Nurettin Çevik bu yeni yapılanmanın stratejisini farklı sektörlere
yatırımları çeşitlendirmek kararına dayalı olduğunu
anlatıyordu.
Yani “bu sayede gelişme potansiyeli ve karlılığı yüksek görülen
alanlara yatırım yaparak büyümeyi hedefliyoruz”diyor.
Altınyağ’da bu yapılanmanın ana şirketi olarak
konumlandırılmış.
Yıllarca borsada para kazanmış birinin sanayi şirketini merkezi
alarak yapılanması pek alışıldık bir durum değil. Üstelik de
milyonlarca lira borcu olan ve rafineri yağı sektöründe rekabetten
çoktan kopmuş bir yağ markasına bel bağlayarak...
FİNANS CİNLİĞİ Mİ?
Çevik’in bu hamlesinin borsa camiasında yankı bulması tam da bu
nedenle uzun sürmedi. Borsada özellikle yatırım ortaklığı
şirketleri arıcılığı ile borçların sıklıkla yatırımcıların üzerine
yıkılması süretiyle “finans cinliği” yapıldığına dair yaygın bir
kanı var.
Geçen iki yıl içerisinde Altınyağ satın alması ve Artı Yatırım
Holding’in yeniden yapılanması üzerine çıkan sayısız haber ve
yorumun büyük kısmı bu yarğıya dayalı. Buna göre, Artı Yatırım
Holding’e dönüştürülen Asya Menkul Yatırım ortaklığı’nı satın alan
Nurettin Çevik ve kardeşleri Masum ve Enver Çevik, Altınyağ’daki
hisselerini bu şirkete satarak onu borçlandırıyor. Bu operasyon
şirketi borçlandırma ve bunu da yatırımcının üstüne yıkmak olarak
değerlendiriliyor.
Nurettin Çevik’in borsa çevrelerindeki bulanık geçmişi bu
iddiaların elini kuvvetlendirebilir. Zira Nurettin Çevik’e yönelik
Tire Kutsan hisse senetlerinde manipülasyon yaptığına dair SPK’nın
bir suç isnadı var. Gerçi Çevik’in itirazı üzerine SPK iddiasını
geri çekti. Ancak yargı sistemine göre, suçu atfeden kurum
tarafından geri adım atılarak iddiayı geri çekse bile mahkeme
tarafından konu kamu davası olarak sürdürebiliyor.
Nurettin Çevik iddiaların tümünü reddediyor.
Bu finans cinliği değil olsa olsa finans saflığı olur diyor ve
altınyağ’ın piyasa değerinin ve BİST’de işlem gören fiyatının yüzde
60’altından halka açık AYH’ye devrolduğunu hatırlatıyor.
Bu devirden Artık Yatırım Holding’in herhangi bir borcu doğmamış.
Çevik’e göre, artı Yatarım Holding hissedarlarının mağdur edilmesi
de sözkonusu değil.
“Aksine Artı Yatırım Holding hissedarları bu devirden kazançlı
çıktı”diyor Çevik.
2012 sonu itibariyle denetim konusunda Deloitte ile çalıştıklarını
her bilginin şeffaf olduğunu dolaysıyla dayanağı olmayan bu
iddiaları yanlı ve kasıtlı bulduğunu söylüyor.
Çevik, AYH’ye isnat edilmiş iftiralara karşı hukuki yollardan
mücadele veriyor. Özellikle bir internet portalında çıkan haberlere
karşı 10 dava açmış. Bunların ikisi aleyhte 7’si ise lehte
sonuçlanmış.
Bir davanın adli incelemesi ise devam ediyor.
EMTİA PİYASASI HEYECAN VERİCİ!
Nurettin Çevik bir yandan bu kötü şöhretini temizlemeye çalışıyor
ama aynı zamanda savaşması gereken bir başka cephesi daha var:
Altınyağ.
Şirketin manka algısı Çevik ailesini aratmıyor.
2011 eylül itibariyle Altınyağ etiketli yağ şişeleri market
raflarında yok denilecek kadar azdı.
Ham yağ ve yağlı tohumlar piyasasına olan 30 milyon lira üzerindeki
borcuda cabası...
Peki Nurettin Çevik neden böyle bir markayı alıp şirketinin şah
damarı haline getirmekte bu kadar ısrar ediyor?
“Emtia işini çok sevdim”diyor.
Tabii bu sevgisinin temelinde bir nevi borsaya benzemesi var. Zaten
şimdilerde merkezi Chicago’da bulunan emtia borsasının (ham yağ ve
yağlı tohumlarla ilgili) keşfetmekle meşgul. Kendisine yeni bir
oyuncak bulmuş kadar mutlu görünüyor yağ işini ne kadar sevdiğini
anlatırken...
Çevik borsacı olarak yeni işinin doğasına aşina olabilir. Ancak bu
kez karşısında gerçek bir ürün var veham madde kaynakları sadece
Türkiye’de değil tüm dünyada son derece kısıtlı. Elindeki ürün
toprakta yetişiyor ve yağlı tohum borsasında en etkili
parametrelerin başında hava durumu geliyor.
20 yıldır yağ piyasasında çalışmış son 8 aydır da Altın Yağ’ın
genel müdürlüğünü üstlenen Mehmet Dikkaya tüm dünyada yağlı
tohumlar sektöründe trendlerin değiştiğini anlatıyor.
“Bu işin anavatanı sayılan karadeniz ülkeleleri artık tohum değil,
katma değeri daha yüksek olan mamül ürün satmak istiyor”diyor.
Türkiye’de ise üretilen yağlı tohumlar iç piyasadaki yağ
ihtiyacınının ancak üçte birini karşılıyor.
Çevik hammadde sorununun farkında bu nedenle sektördeki pek çok
diğer şirket gibi yurtdışında tarla kiralama yoluna gitmeyi
planlıyor. Çevik’in farkında olduğu bir diğer gerçek Türkiye’deki
rafine yağı işindeki yogun rekabet...
“Dolum maliyet hesaplarına bakınca şişelemede ciddi rakiplerimiz
olduğunu ve bu maliyetleri tutturamayacağımızı gördük.”diyor.
Altınyağ şişelerini rafa çıkartmaya son vermelerinin nedeni de
bu.
Çevik artık ham yağ rafine edip şişelemeyecek. Yani Tariş,
Marmarabirlik, orkide markaları gibi gıda parekendesi tarafında yer
almayacak.
Çevik bunun yerine bir B planı alıp enerjisini ve parasını ketencik
gibi niş yağlı topumlara harcamaya karar vermiş. Ketencik uçak
yakıtı elde etmeye son derece elverişli bir yağlı tohum ancak
sadece ABD ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde sınırlı miktarda
yetişiyor. Selçuk üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden prof. Mustafa
Önder ketencik üretiminin Türkiye’de başlamasının stratejik açıdan
önemli olacağına dikkat çekiyor. Türkiye’de henüz üretimi yok.
Samsun Enerji Tarımı Araştırma Merkezi ketenciğin Türkiye’de
üretilmesi için geçen martta üç yıllık bir çalışma başlattı ancak
bu kadar.
KETENCİK TOHUMU PROJESİ
Çevik’in bu niş ürüne yönelmesi sadece rafine yağdan boşalan
koltuğu doldurmak ya da soya ayçiçek gibi karaborsa yağlı tohumlara
olan esareti kırmak amaçlı değil.
Çevik tabir yerindeyse ketenciki tohumunun suyunu sıkmayı
planlıyor. “Hem yemeklik yağ kullanım çıkartabiliriz hemde aynı
tohumdan sanayi amaçlı bir çok farklı tür yağ elde
edebiliriz.”diyor.
Ayçiçek tohumu ile hemen aynı yağ oranına sahip olmasına rağmen
henüz kimsenin talep göstermediği ketencik tohumu ile endüstriyel
yağ biodizen etanol gibi Pazar taleplerine de karşılık vermek
istiyor.
Bunun için bir kaç mali avantajı da var.
Sınai amaçlı yağ üretmek maksatıyla ithal edilen gümrük vergisi
yok. Böylece mamül haline gelmiş sınai amaçlı mal ile rafineri yağ
arasında en az yüzde 37’lik maliyet farkı oluşuyor. Üstelik
2013’den itibaren benzin ve motorine yerli tarım ürünlerinden imal
edilen etanol biodizel katılması zorunlu.
Bu amaçla tohum yağı çıkartmaya yarayan ekstraksiyon ünitesinin
kapasitesini 500 bin lira yatırımla iki katına çıkartmışlar.
Hali hazırda altınyağ labarutuvarında tohum yağından kaç farklı
çeşit ürün alınabileceğine dair araştırmalar yapılıyor. Daha az
bulunan ve daha çabuk satılan sınai yağlar üzerine bir üretim
stratejisi izlemek Altınyağ’ın bilançolarına olumlu yansımış. Nisan
ortasına kadar 35 ton ketencik tohumu işleyen şirket (bu şu an için
Türkiye’de işlenen en yüksek ketencik tohumu rakamı) 2013 ‘ün ilk
çeğreğinde faaliyet karı açıkladı.
Çevik’in en rahat olduğu konu müşteri. 140 bin tonluk yıllık işylem
kapasitesi neredeyse dolu. Ayrıca bu yılın Ocak ayında hakan gıda
ile 100 bin tonluk yağlı tohum işleme anlaşması yaptı. Çevik
işlerin planlandığı gibi gitmesi durumunda Altınyağ’ın 2014 yılı
sonunda 225 milyon lira ciro ile (iso 500 büyük sanayi kuruluşu)
listesine gireceğini ön görüyor. Dahası “Altınyağ o gün geldiğinde
kimya ve enerji sektöründe çalışan bir şirket olarak değer
kazanacak”diyor. Akdeniz kimyanın yaklaşık bir buçuk yıl önce 500
milyon liraya Oyak’a satılmasının kendisini ne kadar cezbettiğini
anlatıyor heyecanlanarak. Çevik, Altınyağ’ı dönüştürürken henüz bir
alemeti farikaya imza atmış değil. Sektörde güçlü rakipleri var ve
şirketin rotasını gıdadan enerji ve kimyaya çevirmek rekabetin
dişlilerinden kurtulmaya yetmeye bilir.
Çünkü Çevik’in karşısında yıllardır bu rekabetin içinde olan ve
gücünü uluslararası arenada kanıtlamış BUNGE, CARGİLL, NOBLE gibi
şirketler var. Üstlelik rekabetle uğraşırken bir yandan da imaj
sorununu çözmek zorunda.