OECD, Türkiye büyüme tahminini yukarı çekti
OECD, Türkiye için 2022 yılı büyüme tahmini yüzde 3,3'ten yüzde 3,7'ye çıkarıldı. 2023 yılı beklentisi ise yüzde 3,9'dan yüzde 3'e indirildi. Kurum, küresel büyüme tahminini ise yüzde 3'e indirdi.
Abone olOECD, Türkiye'nin bu yıl için büyüme ve enflasyon tahminlerini yukarı yönlü revize etti.
OECD bugün yayınladığı "Ekonomik Görünüm" raporunda, Türkiye için 2022 yılı GSYH büyüme tahmini yüzde 3,3'ten yüzde 3,7'ye çıkarıldı. 2023 yılı için tahmin ise yüzde 3,9'dan yüzde 3,0'e indirildi.
Değerlendirmede, 2021 yılındaki güçlü toparlanmanın ardından büyümenin, projeksiyon döneminde ılımlı kalacağı ifade edildi. OECD, "Çok yüksek enflasyon ve azalan Tüketici Güveni, tüketici harcamalarını sınırlayacaktır. Yatırımlar, jeopolitik faktörler ve finansal koşullardaki belirsizlik nedeniyle geri tutulacak. " değerlendirmesinde bulundu.
Yüksek emtia ve gıda fiyatları ile birlikte destekleyici para politikasının tüketici enflasyonunu 2022'de ortalama yüzde 70'in üzerinde tutacağını belirten OECD, ortalama enflasyon beklentilerinde yukarı yönlü sert bir revizyona gitti. Buna göre, bu yıl için ortalama tüketici fiyatları tahmini yüzde 23,9'dan yüzde 72,0'ye, 2023 yılı tahmini yüzde 21,7'den yüzde 38,9'a çıkarıldı.
Manşet enflasyona paralel olarak çekirdek enflasyon tahminlerinde de artış görüldü. 2022 yılı için gıda ve enerji hariç tüketici fiyatları beklentisi yüzde 21,6'dan yüzde 58,9'a, 2023 yılı için yüzde 21,4'ten yüzde 38'e geldi.
OECD, 2022 yılı için işsizlik oranı beklentisini yüzde 12,5'ten yüzde 11,8'e, 2023 yılı için yüzde 12,6'dan yüzde 11,8'e çekti.
Cari denge/GSYH için tahmin bu yıl yüzde -1,7'den yüzde -4,8'e, gelecek yıl yüzde -1,6'dan yüzde -4,4'e revize edildi.
OECD, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının(TCMB) bağımsızlığının güçlendirilmesi ve para politikasının sıkılaştırılmasının, toparlanmanın anahtarı olacağı yönünde görüş belirtti.
Kurum, maliye politikalarının önümüzdeki dönemde destekleyici kalmasının beklendiğine işaret etti.
Petrol ve gaz ithalatına olan yoğun bağımlılığı göz önüne alındığında, Türkiye'nin tedarik kaynaklarını çeşitlendirmeye ve enerji verimliliğini artırmaya devam etmesi gerektiği görüşüne yer verildi.